Monthly Archives: Şubat 2012

Big Bang is ALIVE! Bad Boy Türkçe Altyazılı Klibi ve Nicesi

Standard

Bir yıldır haberini almayı umduğumuz, bir aydır da çıkmasına gün saydığımız albüm, yayımlanmasından önceki iki hafta boyunca her gün verdiği ipuçlarıyla merak duygumuzu kamçıladıktan sonra nihayet, bugün yayımlandı. Dünya çapındaki VIP’ler sayesinde biz de saat Kore’de 00.00, burada 17.00 olur olmaz albümden parçalar dinlemeye başlayabildik. 6 saat olmuş ona kavuşalı. Ancak, çıktığından beri sürekli bir şeylerle uğraştığımdan olsa gerek, zamanın nasıl geçtiğini fark etmedim. Burada kendime kızmalar, söylenmeler, yapmam gereken daha önemli işleri hatırlatmalar devreye giriyor ki tüm bu fırtınalar iç dünyamda kopsa daha iyi olacak sanırım.

Yazımı okumadan önce albümü dinleyin lütfen. Olumlu veya olumsuz fikirlerimle kimseyi önceden etkilemek istemem, şarkıları duyduğunuzda zihninizde sıfırdan kendi fikriniz oluşsun isterim, benim beğenmediğim bir şeyi belki de siz çok seveceksiniz. Bu yüzden, albümü DİNLEMEK İÇİN buraya tıklayın lütfen.

Teaser sorunsalı

Teaser’lar görüntü olarak çok hoşuma gitse de her bir teaser ile daha derin umutsuzluğa gömüldüm. 30 saniyelik kesitlerden hiçbiri beni kendine aşık edememişti, iddialı değildi. “Blue teaser’ı da aynı etkiyi yapmıştı” diyerek kendimi teselli ettim, zira Blue’ya gerçekten de aşık olmuş, günlerce aralıksız dinlemiştim.  Ama bu sefer bu derece büyük bir farklılık oluşmadı beğeni derecemde. Yeni albümdeki şarkılar yeterince iddialı değil bence. Yani Big Bang’in bizi alıştırdığı süperlik derecesi bu değildi. Ama bu beğenmediğim veya kötü olduğu manasına gelmiyor. Sevdiğim bir albüm oldu, içime sindi. Ancak daha bomba etkisi yapacak bir albüm bekliyordum. Tabii en başta. Teaser’larla birlikte kendimi daha sade bir albüme hazırlamıştım ve tamamen beklediğimi, hatta beklediğimden fazlasını aldım. Bu yüzden kesinlikle hayal kırıklığına uğramadım.

Tekrar belirtiyorum, albümün kötü olduğunu düşünmüyorum. Güzel, dinlendirici ve hatta eğlendirici buluyorum. Aslında bu albümün en sevdiğim yanı, Big Bang’in ne kadar büyüdüğünü ve kendini ne kadar geliştirdiğini fark ettirmesi bizlere. TOP’ın yalnızca rap yapmayı bir kenara bırakıp vokalini kullanması, Taeyang’ın sesini daha tempolu hatta rap denebilecek kısımlarda duymamız, Daesung’un sesini tek bir renkte değil farklı tonlar ve stillerde duymamız, Seungri’nin vokalini çok geliştirmesi ve şarkıları daha fazla doldurması… ve tabii ki GD! Yazdığı şarkı sözleri ve kullandığı İngilizce gün geçtikte güzelleşiyor. Ciddiyim, “dedicated to all my broken hearted people” diyeceği zaman “people”ı “pleys” diye okuyan, “let me introduce myself” diyeceğinde “konduus ma-fila” diyen o çocuk farkında mısınız bilmiyorum ama artık çok az telaffuz hatası yapıyor. Bad Boy’u dinlerken en çok buna dikkat ettim. Rain’in Rainism’inde bundan muzdariptik, “bad” sözcüğünü düz “bed” diye okuyarak başta “yatak” sözcüğünden bahsettiğini düşündürtüyor. Bakınız nasıl “bad boy” denir! 😀  Haha, buradaki “bad boy” diyişte duygu farklı olduğu için yalnızca “bad”in “a”sına odaklanmalısınız. İngiliz aksanında neredeyse tamamen “a” diyorken Amerikan aksanında “a’ya kaçan e” ( 😛 ) kullanılıyor. Ama hiçbir zaman “E” yok! Asıl konumuza, Big Bang’e dönecek olursam, bunu çok iyi başarıyorlar, alkışlıyorum efendim.

Bu albümle birlikte gerçekten de, hepsi de vokalini geliştirmiş, – TOP bile! “Rapçi şarkı söyleyemez” tabusunu ondan  güzel yıkan yoktur sanırım. Güçlü vokalini ilk olarak Love Song ile derinden hissettik sanırım. Ah, ilk dinlediğimde öyle derinden etkilemişti ki beni. Rap yaparken, şarkı söylerken, hatta detone olduğunda  bile O-KADAR-ÇOK-SEVİYORUM-Kİ sesini!!  Beşinin de vokaldeki başarısını özellikle de Blue hissettiriyor. Aferin benim bebeklerime! 😛

Albümle ilgili önemli bir nokta da dinledikçe kendine bağlıyor olması. İlk dinleyişte fazla etkilemese de iki, üç derken alıp götürüyor ve kendini şarkıya eşlik ederken buluyorsun. Başta “daha güzel yapamaz mıydınız bu şarkıyı?” dediğimi bile kırk yıllık şarkıymışcasına dinliyorum şimdi.

Sözleri de tekrar belirtmek istiyorum. Albümün tamamı GD’ye, rap kısımları TOP’a ait. Bir kez daha koca bir alkış istiyorum!

Yazının devamı için tıkla:

Read the rest of this entry

Yapabilirim, ama…

Görsel

Evet, durumu bu anlatıyor olmalı.

Yapabilirim…. ama yapmayacağım!

“Yapmayacağım” da değil hani benimkisi, daha da beter. “Yapabilirim… ama uğraşamayacağım!”

Bir, hatta bir buçuk yıldır blogum üzerinde en fazla uğraştığım gün bu olmalı. Kim 2010 Eylül’ünde blog açıp 2012 Şubat’ında bir şeyler yazmak için atağa(?) geçer ki? Tabii ki ben, diyeceğim ama, belki de bu gün bittikten sonra bir daha dönmeyeceğim buraya. Bakalım eskisi gibi mi olacak? Gerçekten de bilmiyorum.

Read the rest of this entry